The Godfather
Hoşgeldin! Sana reddedemeyeceğin bir teklif sunuyorum. Sitemize üye olup İtalyan Mafyası'nın ve derin devletin gizemini tatmaya ne dersin?
The Godfather
Hoşgeldin! Sana reddedemeyeceğin bir teklif sunuyorum. Sitemize üye olup İtalyan Mafyası'nın ve derin devletin gizemini tatmaya ne dersin?
The Godfather
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

The Godfather

Size Reddedemeyeceğiniz Bir Teklifimiz Var.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Corleonelerin Düşmanları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Joseph Santino
Caporegime
Caporegime
Joseph Santino


Rp Puanı : 98
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 33

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimePtsi Ocak 23, 2012 9:53 pm

Kurgu: Joseph'in Valerie'nin yardımıyla Sofia'nın verdiği isimleri yok etme çabası.

Zaman: Bir sonbahar sabahı

Kişiler: Joseph Santino & Valerie Adams

Yer: Queens Beyaz Kadın Barı




Bir chevrolet Queens’teki Beyaz Kadın barının önünde durduğunda yaklaşan fırtınayı henüz kimse bilmiyordu. Gündüz vakti bu yerde araba sessizce durmuş, kimse fark etmemişti onları. Oysa Joseph ve Valerie bugün birilerinin ölüm meleği olacaklardı. Yanlarındaki silahlarsa bu iş için gerekli olan aletleriydi. Joseph klübe bakarken alaycı bir gülümseme yerleşmişti simasına. Silahını kontrol ederken yanındaki kıza kaydı gözleri. Şansları vardı ki bugünkü gerçekleşecek toplantıda(!) nelerin olacağını belirlemişlerdi. Kadın tüccarı olan Roberto eski dostu Hulio şerefine bir kız getirtecekti ki bu kızı son anda ufak bir değişiklikle Valerie yapmışlardı. Roberto’nun bu bağlantıları sağlayan elemanını emekliye ayırmadan önce etraf epey kana bulanmıştı. Lanet herif sıkı çıkmıştı ve uzun süre uğraştırmıştı ikiliyi. Kadını bu işlere sokması doğru muydu bilmiyordu; ama görev gereği yapmaları gerekiyordu. Neyse ki Valerie de bunu anlayışlı karşılamış sorun çıkarmamıştı. Araçtan inmeden önce kıza gerekli bilgileri vermesi gerekiyordu. Aslında bunların üzerinden geçmişlerdi; ama genç adam bir problem çıkmasın diye tekrar edip duruyordu.

“ Roberto Ramirez. İğrenç bir kadın tüccarı, sapığın tekidir. Hulio Hernandez ile iyi anlaşır ki o da bir silah kaçakçısıdır. “ Corleonelerin büyük düşmanlarından ikisi! Bunların pek sorun çıkarmayacağını düşünüyordu barın kapısına bakarken. Fakat tedbir her zaman iyidir. “ Hulio’ya Roberto bir hediye verecek ki onun ne olduğunu biliyorsun. “ Yüzünü ekşiterek Valerie’ye tedirgin bir bakış attı. İçinde ise büyük bir öfke hissetti. Kadınları meta olarak gören insanlara hiç acımazdı ki onları bugün büyük bir zevkle öldürecekti. “ Senin adamların dikkatini dağıtman gerekiyor. Sen girdikten sonra yaklaşık on dakika sonra ben gireceğim. İçeride fazla adam yok. Gelen bilgiler de bu yönde zaten. O yüzden fazla sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. “ Çenesini kaşıdı hafifçe. İçten içe tedirgin de olsa bastırdı o duygularını. Kızıl saçlı arkadaşının hayatından endişe ediyordu; ama Valerie iyi bir askerdi. Sadece on dakika yalnız olacaktı ki bu süre içinde kendi başının çaresine bakabilirdi. “ Yanında ayrıca bir silah olmayacak ben girdikten sonra odaya tetikte ol sana silah yollayacağım bir tane. Şimdi git ve dikkatli ol! “
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valerie Adams
Tetikçi
Tetikçi
Valerie Adams


Rp Puanı : 100
Lakap : Kızıl
Mesaj Sayısı : 11

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Geri: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimeSalı Ocak 24, 2012 10:24 am

Arkadaşı Joseph'in tedirginliğinin nedenini iyi biliyordu. Fakat o buna aldırmıyordu. Yıllar boyunca bu tip adamlara yem olarak kullanıldığından artık kanıksamıştı bu durumu. Kaldı ki bu adamlar hakladıkları küçük tüccarlara benzemiyordu. Kendileri başlı başına bir çete sahibi olan söz konusu adamları ellerinde silahlarla bulundukları ortamı basıp öldürmeye kalkışırlarsa anında kevgire dönerlerdi. Joseph de Valerie de bunu iyi biliyordu. O nedenle bu heriflerin fuhuşla ilgilenmesi ve kadın düşkünü olmaları bizimkilerin yararınaydı. Aksi takdirde içeri girmek için çok daha fazla zaman kaybedeceklerdi. Valerie her zamanki umursamaz gülümsemesiyle Joseph'e döndü. 'Endişelenme, alışkınım' dedi. Başıyla kabullendiğini belirten bir işaret yaptı ve uzun paltosunun açılmamasına dikkat ederek indi arabadan.

Kendinden emin adımlarla elleri cebinde binaya doğru yürürken Joseph'e üvey babasının da bir pezevenk olduğunu ve annesini bu uğurda sarhoş adamlara meze yaptığını söylemesinin gerekli olup olmadığını düşünüyordu. Sadece annesini ve küçük kız kardeşini düşündüğünde duygulanırdı. Yüreğini bir mengeneyle sıkıştırıyolarmış gibi gelirdi o an. Ya bir yere yumruk atar ya da yumruklarını sıkıp tırnaklarını etine batırırdı öyle anlarda. Kendisi kurtulmuştu, peki ya küçük kardeşi? Peki ya Violet? Kafasını hafifçe salladı bu düşüncelerden kurtulmak için. Bir tutam kızıl saç gözünün önüne düştü, asabi bir üfleyişle saçını bertaraf etti ve derin bir nefes alarak binanın kapısına geldi. Cebinden bir ciklet çıkardı ve caklata caklata çiğnemeye başladı. Aynı anda kapıyı açtı.

İçeride çok fazla adam yoktu. Haklamaları gereketn iki adamdan biri -ki muhtemelen Hulio'ydu. Joseph'in tarifine göre o olmalıydı.- minibarın yakınlarında, elinde bir viski şişesiyle somurtkan bir şekilde oturuyordu. Odanın diğer köşesinde ise iki fahişeyle kucak kucağa oturan iki adam vardı. Bunlardan biri de Ramirez olmalıydı ama hangisi bilmiyordu. Etrafa kısacai iki yer vardı. Acil durumlarda kaçabilecekleri iki yer vardı: Biri odanın sağındaki büyük pencere ki yangın merdivenine çıkıyordu, diğeriyse mutfak kapısı. O bu düşüncelere dalmış kaçış planları yaparken o iki adamdan biri pis sırıtışlarla onu süzüyordu. Kafasıyla paltosunu çıkarması için bir işaret verdi. Valerie arsız bir gülümseme kondurdu suratına. Birazdan ölecek olan adamın isteğini yerine getirirken süratında hala o yılışık gülümseme vardı. Paltosunu çıkardığında altında yeşil parlak iç çamaşırları ve siyah parlak çizmeler göründü. Koltuktaki üç adamın da gözleri parladı, fakat kapıdaki izbandutlar ilgisiz görünüyordu. Ramirez olduğunu tahmin ettiği adam odanın ortasına kurulmuş striptiz platformunu gösterip italyanca bir şeyler söyledi ve oda bir disko müziğiyle inledi. Valerie bir an tereddüt etti. Daha önce hiç böyle bir duruma düşmemişti fakat hemen babasının randevu evindeki kadınları anımsadı.

Henüz 15 yaşındayken, annesinin intiharından bir kaç yıl sonra, babası bir akşam onu kolundan tutup içki ve sigara kokan basık bir mekana getirdi. Bir süre orada, kapının yanında kalan küçük Valerie babasının içeri geçip birileriyle bir şeyler konuştuğunu gördü. Ardından gözlerini pistteki yarıçıplak kadına çevirdi. Kadın ağzındaki sakızı patlatıp bacakları ve kollarıyla önündeki direğe sarılıp ilginç hareketler yapıyor ve üzerindeki kıyafetleri gittikçe daha az düşünmeye başlıyordu. O sırada babası Valerie'yi kolundan tutarak içerdeki küçük bir odaya götürdü. Odada şişman, sarı dişli ve leş gibi kokan bir adamla konuştu ve Valerie'yi içeri atarak kapıyı arkasından kilitledi.

Valerie gözlerini sıkıca kapattı. Bu anılar ona acıdan ve kederden başka bir şey vermiyordu. Her yer kan... Sus... dedi içindeki sese Valerie. Sus, beni öldürmeye mi çalışıyorsun? Paltosunu kollarından sıyırarak attı ve platforma geçip yıllar önce gördüğü gibi dans etmeye, kalçalarını sallamaya, kıvrılıp bükülmeye başladı. Artık korumaların bile gözü ondaydı. Yani Joseph'in dramatik baskınının tam sırasıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joseph Santino
Caporegime
Caporegime
Joseph Santino


Rp Puanı : 98
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 33

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Geri: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimeSalı Ocak 24, 2012 7:37 pm


Valerie giderken endişeleri de onunla beraber yürüyordu. Kaşlarını çatmıştı genç adam. İçeri girdiği andan itibaren dakikaları saymaya başladı. Sabırlı bir insandı genelde; ama şimdi saniyeler ona saatten farksızdı. Birkaç dakika sonra içideki heyecan ve endişe daha da katmerlenmişti. Burada durmak zordu. O nedenle arabadan indi ve ağır adımlarla önündeki yapıya doğru yürüdü. Birazdan gerçekleşecek olayları arzuluyordu sanki ne tuhaf! Kan görmeyeli uzun zaman olmuştu ve birkaç pisliği karşı tarafa yollamak bir çeşit ayin olacaktı onun için. Silahlarını çaktırmadan kontrol ederken içerden gelen müzik ve erkeklerin kahkahaları sinirlerini bozuyordu. Acaba kadın nasıldı şimdi? İstemediği şeyleri yaptığından emin olmanın getirdiği farkındalık kendisini pislik gibi hissetmesine neden oldu. Fakat bir takım savaşları kazanmak için bazen düşmanın kılığına girmek gerekirdi. O düşman da zamanı geldiğinde hedefinin kanını içmek için iyi bir kılıf olurdu. Daha önceki araştırmalarına göre ön kapı dışında bir tane yangın merdiveni vardı ki işleri kızışırsa orayı kullanacaktı. İçinden bir ses tüm endişesine rağmen her şeyin iyi geçeceğini söylüyordu. Yine duyduğu bir kahkaha daldığı düşüncelerinden ayılttı kendini aniden. Saatini kontrol edince vaktin dolduğunu gördü. Ölümün zamanı gelmişti!

İki tabanca çıkardı biri kendisi diğeri Valerie için. Bir kaplanın avına saldırmadan önceki sessizliğine bürünerek kapıya dondu. Soğukluğu elinde hissederken gülümsedi. Ölüm kadar soğuktu sanki. Bar bile az sonra gerçekleşecekleri kabullenmişti. İçindeki heyecan minimum düzeye inmiş kaslarına dolan enerji serbest bırakılmayı bekleyen füzeler gibi hazırdı. Her şey hızlı olacaktı. Her yer kanla dolacaktı. Kan kutsayacaktı barın duvarlarını. Kurbanların ruhları temizlenmese de adalet için gönderilecekti. Tıpkı ilk seferinde olduğu gibi…

“ Pekala Santino güney kanadını alıyorsun ekibinle birlikte. “ Bu söz düşmanın ön kapısına yollamıştı kendisini. İlk seferiydi genç adamın. Üstelik emrindeki sekiz askerin hayatı ona bağlıydı. Etrafındakilere baktı duygularını belli etmemeye çalışarak. Hepsi güçlü ve cesurdu. Kendisiyle birlikte cehenneme bile giderlerdi. Gözünü nişangaha dayadı ve kapıdaki nöbetçiye odaklandı. Bir insan olduğunu unutmaya çalışarak bir dakika kadar bekledi; gerçi bu süre ona saatler almış gibi geldi. Telsizden onay sesini duyduğu anda kurşunlar yağmaya başlayacaktı. Oysa kendisini daha hazır hissetmiyordu ki. Derin derin nefes aldı. Emrin gelmesine saniyeler kalmış olsa gerekti. “ Sakin ol Santino ilk seferinde herkes heyecanlanır. “ Askerin söyledikleri bile yetersizdi. Kendisinden tecrübeli olanlara komutanlık yapıyordu ne iş ama. Sonunda emir gelmişti ve Joseph zor da olsa tetiği çekti…

Genç caporegime içeri girdiği anda müziğin sesi artmıştı ve kapının açıldığını fark eden bir adam ona dönmüştü. Bu adamın yaptığı son şey olmuştu. Soğukkanlı bir şekilde silahını ona doğrultup ateş ettiği anda etrafa adamın kanı beyni saçılırken herkes paniklemişti. Adam kimsenin toparlanmasına fırsat vermeden ortadaki Valerie’ye silahı fırlattı. “ Yakala! “ Silahın oraya varıp varamadığını göremedi çünkü kapıdaki adamlardan biri o sıra kendisine saldırmıştı. Bir şey yapamadan da yüzüne inen yumruk sersemlemesine yol açtı. Ne iyi ki silahını düşürmemişti; fakat elmacık kemiğindeki ağrı oldukça büyüktü. Bu gorilin gücü yerinde olsa gerekti ki onun silahına davrandığını gördüğü an o da tabancasını hemen doğrulttu. İki el ateş ettikten sonra yere düşen bedene gizli bir memnuniyetle bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valerie Adams
Tetikçi
Tetikçi
Valerie Adams


Rp Puanı : 100
Lakap : Kızıl
Mesaj Sayısı : 11

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Geri: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimeSalı Ocak 24, 2012 8:07 pm

Joseph içeri girer girmez ona attığı silahı ustaca tuttu ve yılların alışkanlığıyla jarjörünü kontrol etti. O sırada adamlar Joseph'le uğraşmaktan Valerie'yi görmüyorlardı. Kısa sürede ortalık kan gölüne dönmüştü. Joseph kapıdaki iki izbandutu yere sermiş, o sırada duvarlara modern sanatın içlerini bırakmayı da ihmal etmemişti. Valerie yüzünü koltukta oturan iki adama dikti. Az önce kucaklarında oynaşan fahişeler ciğlik çiğliğa kaçışırken adamlar alkolün verdiği uyuşuklukla hala koltukta oturuyorlardı. Sadece biraz doğrulmuşlardı o kadar. Valerie hiç gözünü kırpmadan Ramirez'in yanındaki sarışın adama nişan aldı ve yüzünde isterik bir gülümsemeyle ateş etti. Tıpkı o gece o adama yaptığı gibi.

Kilitte dönen anahtarın sesini duyar duymaz irkiler Valerie, kendisini çağıran adamı şöyle bir süzdü. Sık sık nefes alışına bakılırsa uzun zamandır sigara kullandığını varsayabilirdi. Üstelik bıyıklarının kenarları sararmıştı. Adamın yüzü kıpkırmızıydı ve gereğinden fazla şişmandı. Bu da şeker hastalığı olma ihtimalini yükseltiyordu. Her şeyden önce en az 40 yaşındaki bu adam 15 yaşındaki bir genç kıza göz koymuştu ve onu yanına çağırıyordu. Valerie korkudan iki büklüm bir halde yanına oturdu ve adamın iğrenç dudaklarının boynunda ve yanaklarında gezinmesine aldırış etmemeye çalıştı. Ne zaman ki adam paltosuna asılıp çıkarmasını istedi, o zaman Valerie kuduz bir köpek gibi saldırdı adama. Yüzünü, ellerini, artık neresine temas edebiliyorsa tırmalıyor, ısırıyor o sırada da korkudan ve kederden gözyaşları döküyordu. En sonunda adam kızın belinden tutarak ağırlığını onun üstüne verdiğinde Valerie bir süre korkudan kaskatı kesilmişti. Ardından kendinin bile hatırladıkça ürktüğü bir sükunete, hastalıklı bir ifadeye bürünüp hafifçe gülümseyerek adamın sağ gözünü çıkarmıştı. Adam gözünü tutarak ve çığlık atarak odada dört dönerken masadaki tabancayı fark etmiş ve adamın kafasına doğru üç el ateş etmişti. Bunların ikisi boşa gitmiş, üçüncüsü ise tam alnına denk gelmiş, adamın beynini değıtmıştı. Valerie ordan nasıl çıktığını dahi hatırlamıyordu. Tek hatırladığı yüzündeki hastalıklı gülümsemeydi.

Bir kaç saniyeliğine Valerie'nin aklını ele geçiren bu düşünceler ona daha büyük bir hissislik vermişti. Yine yüzünde o hastalıklı gülümsemeyle sarışın adamın iki kaşının ortasına nişan aldı ve hiç tereddüt etmeden ateş etti. Bir kaç saniye sonra namlunun ucunda Ramirez olduğunu tahmin ettiği adam duruyordu. Fakat o bu kadar ucuza gitmeyecekti. Sonuçta o değerli(!) bir parçaydı. Valerie ilk önce adamın iki diz kapağına ateş etti ve çığlıklar içinde yere yuvarlanışını izledi. Bu çok acı vermiş olmalıydı. Ardından onun da beynine iki el ateş etti ve şaşkın gözlerle Azrail'i karşılamasını seyretti. Başını Hulio'nun oturduğu tarafa çevirdiğinde ise adamın yerinde yeller esiyordu. Endişe içinde paltosunu kaptı ve Joseph'e bağırdı. 'Hulio! Kaçmış!!'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joseph Santino
Caporegime
Caporegime
Joseph Santino


Rp Puanı : 98
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 33

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Geri: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimeSalı Ocak 24, 2012 10:09 pm

Yere düşen bedene umursamaz bir ifadeyle baktı. Aslında bir çeşit tatmin ifadesi kazınmıştı suratına. Tatminkarlığını da ince gülümsemesi taçlandırıyordu. Silahından çıkan dumanlar ise o anın tanrısallığına tütsü tutuyordu. Derin bir nefes aldı genç adam Valerie’nin haline bir göz attı. Genç kadındaki isterik hal oldukça ilginçti ve bu anı çatık kaşlarla inceledi. Kadındaki durum sanki bir çeşit hesaplaşmaydı. Geçmişiyle yüzleşen insanları iyi tanırdı. Gözlerdeki o pırıltı oldukça tanıdıktı ne de olsa. Kendisi de yüzlerce defa gözlerdeki o pırıltıyı yerleştirmemiş miydi ruhunun derinliklerine? İlk patlayan silah sesi ruhunun derinliklerini sarstı. Kendi geçmişinden bir krateri gün yüzüne mi çıkarıyordu bu ses yoksa kendisine mi öyle geliyordu anlamış değildi. Uzun bir zamandan sonra ilk defa patlayan bir silah karşısında irkilmişti. Normalde kılı kıpırdamaz gözlerini bile kırpmazdı. İkinci patlamalar serisi ise nedense bir şeyini kaybetmişçesine ağzının açık kalmasına neden olmuştu. İlk görevinde yaraladığı o adamı düşünerek yerde şimdi kanlar içinde yatanları inceledi. Ölüm çok sessiz olmasa da aniden gelmişti. Barut kokusunu duyumsayarak kendine geldi azıcık. Bir kadın tüccarının ölümünü zevkle izlemişti aslında her şeye rağmen! Parçalanan diz kapaklarından yere damlayan kan sessizliğe değer katıyordu.

Fakat bunun tadına uzun süre varamadı. Valerie’nin çığlığı tüm kutsallığı deldi geçti. Hulio kaçıyor muydu? Asla kaçamazdı hain herif. Valerie paltosunu giyerken kendisi de adamın kaçtığı yerden fırladı. Adımlarını hızlı hızlı atarken nefesini dengeli kullanmaya çalışıyordu. Görüş alanında tuttuğu sürece sorun yoktu. Aradaki mesafeyi istikrarlı bir şekilde kapıyordu genç adam. Sürekli elinde kalkıp inen silah hedefini vurmak için yanıp tutuşuyordu sanki. Atıcılığına güvendiği mesafeye ulaştığı zaman anında ateş etti. Dar sokaklardaki sessizliğin yarılmasıyla birlikte adam bacağından vurularak yere düştü. Hulio’yu yakaladığını düşünen genç adam yavaş adımlarla yaklaşmaya başladı bu kez hafifçe hızlı adımlar atarak. Yüzündeki ifade ciddileşmiş birazdan bir kiri daha gönderecekti ait olduğu yere. Adam acı içinde kıvranıyor, küfrediyor, çığlık atıyordu. Ceketinin içindeki silaha uzanıp gelmekte olan ölümü durdurmak istediyse de bir kurşun daha elini delip geçti. Artık adamın yattığı yer kan gölüne dönmüştü ve titriyordu. Tepesine geldiği vakit acı içindeki ses sordu. “ Kimsin sen? “ Joseph alaycı bir sırıtışla karşılık verdi. “ Corleonelerin selamı var Hulio! “ Silah kaçakçısının anında yüz hatları değişti. Güvende olduğunu düşündüğü bu yerde ölmek üzere olmak şok edici olmaktaydı. “ Sen öleceksin! “ Tehdite kulak asmadan doğrulttu namluyu…

Çatışma çok hızlı başlamıştı. Az önce vurduğu adam yerde kıvranırken arkadaşları onu almak üzere yakınına gelmeye çalışıyorlardı. Oysa kendisi dahil hiç kimse buna izin vermiyordu. Açığa çıkan herkes vurulurken askerler daha da içlere giriyordu. Yaralanın olduğu yere geldiklerindeyse Joseph emri hatırladı. Canlı kimse kalmayacak! Bugün ilk görevinde bu emri uygulamak zorundaydı. Diğer herkes kalanlarla ilgilenirken o yaklaştı yerde can çekişene. Onun gözlerinin içine bakarak yapmasını gerekeni yaptı…

Patlayan silah aynı anda kafaya giren kurşun birkaç damla kanın etrafa saçılmasına neden oldu. Yere sertçe düşen kafanın çıkardığı tok ses mide bulandırıcı olsa da hiçbir şey hissetmemişti. İlk günkü gibi gözlerinin içine bakıp bir kabulleniş görmek istemişti ki birazdan öleceklere has o ifadeyi görmüştü. Onun yanında korkaklara özgü cıvık, mide bulandırıcı, yapışkan şey de sanki ruhuna bulaşmıştı. Bu nedenle rahatsız bir şekilde kastı suratını. Biraz daha cesur olsalardı olmaz mıydı? “ Kaldı geriye 3 tane! “ Gitmek için geriye döndüğünde nefes nefese Valerie’yi gördü.


En son Joseph Santino tarafından Çarş. Ocak 25, 2012 11:43 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valerie Adams
Tetikçi
Tetikçi
Valerie Adams


Rp Puanı : 100
Lakap : Kızıl
Mesaj Sayısı : 11

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Geri: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimeÇarş. Ocak 25, 2012 12:37 pm

Joseph'e Hulio'nun kaçışını bildirir bildirmez fırlamıştı genç adam. Valerie endişeyle arkasından bakmak zorunda kaldı, çünkü o anda kapıdan giren iki adam onu biraz oyalayacaktı. Kapı çarpılır çarpılmaz yüreği ağzına gelerek o tarafa döndü ve iki izbandutla karşılaştı. Allahtan biraz ahmak görünümlüydüler, içeride neler olduğunu tam olarak kestiremediler. Onların bu boşluğundan yararlanan Valerie hızla koltuğun arkasına attı kendini ve jarjörünün boş olduğunu dehşetle fark etti o an. Korkuyla etrafına bakınırken o malum gecede hissettiği endişeye benzer bir duygu sarmıştı bedenini. Titriyordu. Bir saniye kadar sürdü bu tedirginlik. Ardından ordunun verdiği alışkanlıkla temkinli bir şekilde etrafa bakında ve adamlar daha silahını çekmeden Ramirez'in silahını düşürdüğünü gördü. Silahı almasıyla jarjörü açması bir oldu. Ağzına kadar doluydu. Hiç tereddüt etmeden kolunu koltuğun üstünden dışarı çıkartmıştı ki bir kurşun omzunu sıyırıp geçti. Valerie bağırmamak için dişlerini sıktı. Bir kaç saniye bekleyip tekrar ateş etti ve izbandutların birini bacağından vurdu. Diğeri şaşkın bir biçimde arkadaşına bakarken önce sol baldırına sonra da ensesine kurşunu yedi. Valerie saklandığı yerden çıkmaya cesaret edemiyordu. O bildik korku fırtınası sarmıştı yine bedenini.Adamların acı dolu çığlığı bile sakinleştirmiyordu onu. Nihayet derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı. Uzaktan ikisine de birer kursun sıktı ve adamların sesleri kesildi. Valerie ise ağlıyordu.

Adamlardan tarafa bakmamaya özen göstererek hızla çıktı apartmandan. Joseph'in ne tarafa gittiğini tahmin etmeye çalıştı. O sırada bir silah sesi duyuldu. Valerie şaşırtıcı bir hızla sesten tarafa koştu ve kısa süre snra Joseph'le yerde hareketsiz yatan Hulio'nun cesedini gördü. İçini müthiş bir öfke kapladı. Joseph'e doğru yumruğu havada koşarken bağırıyordu. 'Alçak herif! Ne demeye beni yalnız bırakıyorsun!!' Tam yumruğunu indirecekken Joseph'in elmacık kemiğindeki kırığı gördü. Yüzünde oğlu zarar görmüş bir annenin kederi peyda oldu bir anda. Dokunmamaya özen gösterere 'Ne ara oldu bu...' dedi. Ardından aynı ifadeyle 'Sofia'yı bulmamız gerek.' dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joseph Santino
Caporegime
Caporegime
Joseph Santino


Rp Puanı : 98
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 33

Corleonelerin Düşmanları Empty
MesajKonu: Geri: Corleonelerin Düşmanları   Corleonelerin Düşmanları Icon_minitimeÇarş. Ocak 25, 2012 11:42 pm

Valerie’nin yaklaşan parmağından hafifçe uzaklaşarak temas etmesini engelledi. Zaten sızlıyordu, bir dokunuş canının fena halde yanmasına neden olabilirdi. Oysa yüzünde acı çektiğine dair hiçbir iz yoktu. Zaten fiziksel acıyı pek umursamazdı, tabi katlanılmaz olmadığı sürece. Kadının yüzündeki ifadeye ise gülümsedi elinde olmadan. Genç kadın arkadaşlarına önem veren biriydi ki böyle üzülmüştü. Acaba bir yerine kurşun yese ne yapardı. “ Üzgünüm Valerie; ama herifin kaçmasına izin veremezdim. “ Gülerek yerdeki cesedi gösterdi, sanki bir oyundan bahsediyordu genç adam. Gerçi bu herifi öldürmek onun için bir oyundu. Acımamıştı zerre kadar. Cesede son bir kez baktı. Yüzündeki tiksinti yine aldı başını gitti. Tüm şarjörü bu bedene boşaltmayı düşündüyse de hemen vazgeçti. Yeterince dikkat çekmiş olmalılardı. Hemen buradan gidip diğer işleri halletmeleri gerekiyordu. “ Hayır Sofia’ya şimdi gidemeyiz. “ Derin bir şekilde bakan gözlerini güzel kadına dikti. “ Tüm işi bitirene kadar olmaz! “

RP Sonu!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Corleonelerin Düşmanları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
The Godfather :: New York :: Queens-
Buraya geçin: