1 Ekim 1970 yılında Chicago'da doğdum. Babam italyan annem ise amerikalı olduğundan bir melez olarak dünyaya gelmiştim. O yıllarda bunun bir nimet mi külfet mi olduğuna karar veremedim. Hoş hala ne olduğunu anlamış değilim ya. Çeşitli ırkçı grupların gözünde benim gibiler düşmandı ne de olsa. 1990 yılında orduya girdim. Özel kuvvetlerde yer aldım pek çok çatışmaya girdim. 20 yaşından sonrasının benim için hep savaşarak geçtiğini söyleyebilirim. Gerçi orduya girene kadar da sokak kavgalarında epey ismim duyulmuştu. Buradan beni kavgacı psikopat bir tip zannetmeyin; çünkü öyle biri değilim. Ben adaletten yanayım. İnsanın haketiğini alması gerektiğine hep inanmışımdır. Bu ordudaki davranışlarıma da yansıdı. Adalet anlayışımın sistemle uyumlu olduğunu söyleyemem. Çünkü sistemlerin hepsi kokuşmuş. Korkakların kendilerini korumak için çıkardıkları işlerden ibaretler.
Özel kuvvetlerde her çatışmaya girdim. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide sürekli kilometreleri kat ettim. Bir kaç sefer ölümcül yaralar almam bu maratonda anımsadığım kabuslardır. 1994 yılında üstüme bir cinayet ve çeşitli yolsuzluklar yıkarak ordudan attılar. Saklanmak zorunda kalmıştım o zamanlar. Bunca yıldan sonraysa talihin bana gülmesi garipti doğrusu. Michael Carleone beni buldu ve sakladı. Sicilya'ya kızı Sofia'nın yanına yolladı. Orada 2 yıl kadar kaldım. Sofia ile olan dostluğumuz da gelişti bu süre içinde. Gerçi ona olan farklı hislerimi her zaman sakladığımı ayrıca belirtmem gerek.
1996 yılında suçlamaların bir çoğunun kalktığını öğrenince Amerika'ya geri döndün. Cinayet suçlaması kalkmıştı elbette; ama bazı şeyler yerinde duruyordu. O nedenle orduya bir daha geri dönemedim. Michael'a katılmam da bu şekilde oldu. Artık sistemlere inanışım tamamiyle kaybolmuştu. Adaleti sağlamak için farklı yöntemler gerekiyordu. Artık bu amaçla çalışıyordum. 1997 yılında Michael ölünce de Sofia'nın dönüşünün yakın olduğunu ve bir çatışmanın başlayacağını anlamıştım. O nedenle sessiz ve derinden gittim hep. Herkesi tanıdım nabzı iyi tuttum. Ayrıca eski arkadaşlarımdan bir grupla şehir içinde gizli bir ağ kurdum. Bu sayede zor durumlarda gereken desteği her yerden bulabilecektim. Zamanla da ağım genişledi caporegime olduktan sonra da belirgin bir gelişme kaydettim bu konuda. Ağın içinde her türlü insan mevcut. Bana gereken tek şey sistemin kokuştuğuna inanan bir gruptu ki onu da toplamaya başlamıştım. Birlikte yozluğa karşı bu şekilde savaş açmış olduk. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum Michael için, gerçek adalet için!