The Godfather
Hoşgeldin! Sana reddedemeyeceğin bir teklif sunuyorum. Sitemize üye olup İtalyan Mafyası'nın ve derin devletin gizemini tatmaya ne dersin?
The Godfather
Hoşgeldin! Sana reddedemeyeceğin bir teklif sunuyorum. Sitemize üye olup İtalyan Mafyası'nın ve derin devletin gizemini tatmaya ne dersin?
The Godfather
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

The Godfather

Size Reddedemeyeceğiniz Bir Teklifimiz Var.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Joe Barbaro

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Joe Barbaro
Caporegime
Caporegime
Joe Barbaro


Rp Puanı : 90
Mesaj Sayısı : 10

Joe Barbaro Empty
MesajKonu: Joe Barbaro   Joe Barbaro Icon_minitimePaz Ocak 22, 2012 2:22 pm


Samuel Bey önünde duran sayısız limon ağacını seyrediyordu. Sapsarı olgunlaşmış meyvelere bakarken halen cici annesinden yediği tokatın acısını hissediyordu yanağında. Bir anlığına gözlerini kapattı ve rüzgârın yüzünü okşadığını hissetti. Bu tatlı bir histi. Gözlerini açtığında ise önünde yanmış limon ağaçları gördü. Nefretiyle yere dökülen bir un sessizliğinde ya da göğe bırakılan bir balon sessizliğinde ağaçlar tek tek yanarak kül olmuş havaya karışmışlardı. Küller her taraftaydı. Saçlarının arasında, gözlerinin önünde, göğsünde…Samuel Bey limon ağaçlarına bakmaktan vazgeçerek kafasını öne eğdi. Sığ hayallerde dolaşmanın ona bir yararının olmadığını biliyordu. Burada oturarak leylakların kokusunu içine çekmekten başka bir şey yapamıyordu. “Kalk yerinden Ruhi” dedi kendi kendine. Ona haksızlık yapanların hepsini cezalandırmak istiyordu. İçindeki nefrete yenik düşmemek için uğraşmıştı ama başaramamıştı. Yediği tokatın öcünü almak istiyordu. Limonluktan uzaklaşırken tüm cesaretini toparlamıştı artık.

“Bir ateş her şeyi yakar…”

Evlerine uzaktan bakarken ilk kez evin ne kadar güzel olduğunu fark etmişti. Eve sürekli yanlış yerden baktığını düşündü. Nefretin bazı şeyleri bu kadar güzel göstermesine şaşırmıştı. İnsanların evinin güzelliğini ancak evinden ayrılırken görmesinin ne kadar acı olduğunu düşündü. Yavaş yavaş titreyen bacaklarınla evine doğru yürüyordu. Hâlbuki bir anlığına bile korkuya kapılmayacağına dair kendine söz vermişti ama her insan gibi yine sözünde duramamış. Kalbini fetheden korkuya karşı gelememişti. Bu korkunun nedeni onu aciz düşürmek isteyen Şeytan’ın numaraları mıydı? Yoksa onu durdurmak isteyen Tanrı mı bunu yapıyordu emin değildi. Ölüme bir yolcuydu ama bu yolculuğunu kimse görmüyordu. İnsanların hepsi doğdukları günden itibaren çıktıkları bu yolculuğu unutmuşlardı.

Eve girdikten sonra gözü cici annesini aramıştı. Cici annesinin salonda sallanan sandalyede oturduğunu görünce gözlerinin arayışı sona ermişti. Cici annesinin sırtı Samuel'e dönük olduğundan Samuel cici annesinin ne işle uğraştığını anlayamamıştı. Örgü mü örüyordu yoksa çay mı içiyordu anlayamıyordu. Korkarak salona girdikten sonra bir süre olduğu yerde dondu kaldı. Sözcükler boğazında düğümlenmişti. Sarı bir günün kahverengi yarısı gelmiş, çatmıştı. Daha fazla beklerse amacına ulaşamayacağını ve babası buna engel olacağını biliyordu. Bacaklarının titremesini durdurmaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Bir an evvel içinde gizlediği yalandan kurtulmak istedi:

“Cici anne, limon ağaçlarına yabancı insanlar tırmanmaya çalışıyor. Çok korktum. Ağaçlara zarar veriyorlar. Ben onları uyardım ama beni dinlemediler senden belki korkup kaçarlar. Eğer kızmazsak ve ağaçlara zarar vermelerine göz yumarsak babam ikimize de çok kızar. Ağaçlara tırmanmaya çalışanlar 10-15 yaşlarında bir çocuk grubu…”

Cici anne, Samuel'in ilk kez ondan yardım istemesine hem şaşırmış hem de sevinmişti. Örgüsünü masaya bırakarak Samuel gülümsedikten sonra gerine gerine bir zafer kazanmış edasıyla dışarı çıkarak limon bahçesine doğru yürümeye başladı. Fakat asıl gerçek zaferi Samuel kazanmıştı. Cici annesinin dışarı çıkmasından da fırsat bularak kapının girişinde bırakılmış benzin tenekesini aldı ve cici annesini takip etmeye başladı. Babasının yeni or*sp*su önünde ilerliyordu. Onun üzüntüsünün kaynağı ve tek suçlusu olan cici annesini öldürmek istemeyen vicdanınla kavgasına devam ediyordu kırmızı topuklu ayakkabılara bakarken. Kırmızı topuklu ayakkabılarına kadar babasının onu verdiği her şeyi ondan geri alacaktı, babasının sevgisini dahi.

Samuel'in avı sonunda Limon ağaçlarının başladığı noktada durdu sanki katilini bekliyordu. Etrafa bakındı ve Samuel'in tarifine benzer çocuklar görmeye çalıştı. Ama ağaçların arasında hiç çocuk yoktu. Ağaçlardan gözünü ayırmadan Samuel'e seslendi:

“Samuel, emin misin? Görünürde kimsecikler yok. Hiçbir ağaca da zarar vermemişler yoksa yine hayaller görmeye mi başladın? Ne güzel örgümü örüyordum. Eğer bu bir şakaysa bunu da babana söyleyeceğim!”

Serin esen rüzgârla kendine gelen Samuel elindeki benzin tenekesiyle cici annesinin başına sertçe vurdu. Cici annesi kafasına aldığı sert darbe ile kendinden geçerek limon ağaçlarının önüne yıkılı vermişti. Ruhi, cici annesinin bayıldığına emin olduktan sonra kadının elbiselerini yavaşça çıkartmaya başladı. Cici annesinin iri memeleri ve ön tapınağı(cinsel organı) gün yüzüne çıkınca babasının neden bu kadına bu kadar bağlandığını anlamıştı. Cici annesinin memelerini okşayarak “Yazık olacak” diye mırıldandı. Çevresine yabancılaşmıştı artık onun gözünde bir mekân yoktu. Sadece bir boşlukta o ve cici annesinin baygın vücudu kalmıştı. Rüzgârın esintisi dışında dış dünya ile tamamen bağlarını koparmıştı. Onu geriye yaşadığı dünyaya geri getirecek olan tek dalı rüzgârın esintisiydi. Arkasında gittikçe büyüyen konak onun vicdanındaki zayıflığın ortaya çıkmasını işaret ediyordu. Daha fazla zamanı kalmadığını anlamıştı. İnsani duygularına yenik düşmek üzereydi.

Samuel kapağını açtığı benzin tenekesindeki benzini dikkatlice ziyan etmeden cici annesinin üzerine dökmeye başlamıştı. Samuel ağır benzin kokusunda bayılacak gibi olmuştu. Benzin kokusunun onu böyle uyuşturucu kullanmış gibi etkileyeceğini daha önceden düşünememişti. Benzin tenekesiyle bazı ağaçları da benzinledikten sonra en son olarak köşkün etrafına benzin dökmeye başlamıştı. Çatılara tüneyen baykuşlara bakarken “Hoş geldin 1.kral” diye fısıldadı.Samuel cebinden çıkardığı kibritleri yaktıktan sonra tek tek cici annesinin üzerine atmaya başladı. Kadının elbiselerini yavaş yavaş tutuşmaya başlayarak tüm vücudunu alevler sarmıştı. Kadın halen baygınlıktan kurtulamamış bir şekilde yavaş yavaş yanıyordu. Samuel, cici annesinin yanışını izlerken suskunluğu bir diktatör heykeli gibi göklere yükselmişti. Rüzgârın esintisini daha fazla hissediyordu. Limon ağaçlarından birini dalını kopardıktan sonra yanan cici annesinin ateşini kullanarak dalı ateşe vermişti. Ve koşarak benzin döktüğü limon ağaçlarını ateşe vermeye başladı...


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sofia Corleone
Corleone
Corleone
Sofia Corleone


Rp Puanı : 100
Lakap : Don
Mesaj Sayısı : 129
Nerden : Samsun

Joe Barbaro Empty
MesajKonu: Geri: Joe Barbaro   Joe Barbaro Icon_minitimePaz Ocak 22, 2012 3:16 pm

Puanınız: 85!

The Godfather RPG'ye Hoşgeldiniz!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Joe Barbaro
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Joe Barbaro-RP Yükseltmesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
The Godfather :: Kimlik İşlemleri :: Rp Puanlama-
Buraya geçin: